22 Haziran 2015 Pazartesi

Tekstil İşçisi Arkadaşların Dikkatine

Aşağıda çevirisini yaptığım haber özellikle tekstil sektöründe çalışan işçi arkadaşları ilgilendiriyor.

Teknolojik gelişmeler elbise üretimi gibi "emek-yoğun" olarak tanımlanan sektörlere de yavaş yavaş otomasyonu sokmaya başlıyor.

Tabii ki kapitalistler bu teknolojileri toplumun iyiliği için geliştirmiyorlar. Onları asıl ilgilendiren makinenin fiyatıyla onun yerini aldığı işçilere ödenen ücret miktarı arasındaki farktır. Eğer makinenin fiyatı (teknolojik gelişimden dolayı) düşüyorsa ve diğer taraftan işçiler haklarını arayıp ücretlerini yükseltiyorlarsa kapitalistin aklına yeni teknolojiyi kullanmak gelir.

Şu anda tam da bu oluyor. Bir taraftan makineler gelişiyor. Örneğin bir dört yaşındaki bir çocuk bile hiçbir çaba göstermeden bir bardağa "bardak" diyebilir. Ama bunu bir makinaya, bir bilgisayara anlatmak zordur. Bardağın pek çok özelliğini (boyutunu, koordinatlarını vs.yi) bilgisayara tanımlamak gerekir. Bundan on yıl önce bilgisayarların işlemcileri zayıf olduğu için çok sayıda veriyi işlemden geçirmesi güçtü. Ama şimdi bilgisayarlar güçlendi. Artık bardağa bardak demekte bilgisayarlar eskisi kadar zorlanmıyorlar. Bu da pek çok işin daha kolay otomasyonunu sağlayacak.

Diğer taraftan, özellikle Asya'da işçiler insanlık dışı çalışma koşullarına karşı isyan edip ücretlerini yükseltiyorlar.

İşte bu iki eğilim güçlendikçe burjuvazi teknolojiye başvuruyor. Artık otomasyonun tekstil gibi sektörlere daha fazla girmesi yeni bir gelişme.

Ama "normal şartlarda" insanlığa hizmet etmesi gereken bu makineler patronların özel mülkiyeti olduğu için pek çok işçinin işini kaybetmesine yol açacak, bolluk getireceğine sefalet getirecek.

Bu yüzden, daha iyi çalışma koşulları ve daha yüksek ücretleri haklı olarak talep eden işçi arkadaşların şunu düşünmelerinde fayda var: daha iyi koşullar ve ücretler için mücadele edip bunu kazanmak çok güzel, çok olumlu bir gelişmedir. Ama burada durmamak gerekir. Çünkü burada durursak asıl sorunumuzu çözmüş olmayız. Patron ya fabrikayı kapatır ya da daha iyi bir makine getirerek bizi işyerinde "gereksiz" hale getirebilir. Bu yüzden mücadeleyi sonuna kadar götürmek, sınıf olarak siyasi iktidarı hedeflemek ve patronların fabrikalar üzerindeki özel mülkiyetine son vermek gerekir.

Söz konusu son derece önemli teknolojik gelişmeyle ilgili çeviri ve videoyu aşağıda bulabilirsiniz:

"Emek yoğun pekçok iş gibi elbise dikimi işi de Asya başta olmak üzere düşük ücretlerin verildiği ülkelere kayar. Buralardaki fabrika koşulları korkunçtur Ülkeler geliştikçe ve ücretler yükseldikçe dikim işi de bir sonraki en ucuz yere göç eder: Çin'den Bangladeş'e ve şimdi de dışı açılmakta olan Myanmar'a (Burma'ya) gider. Acaba robotik bir dikiş makinesinin gelişimi ile birlikte bu sermaye göçü de son bulacak mı?

"Artık kumaşın bozulmasın söz konusu değil, eskiden kumaş bozulduğu için dikme işi otomatikleşmiyordu" diyor Atlanta'da bulunan bir tekstil makinesi Üreticisi olan  Softwar Automation Şirketinin sahibi Steve Dickinson.

Bu şirket otomatik dikim ile ilgili sorunları bir dizi yolla aşan makineleri geliştiriyor. Bu makineler bir bilgisayara bağlı kameralarla dikim işlemini takip ediyorlar. Araştırmacılar daha önce de kameralı makineyi kullanmayı denemişlerdi. Örneğin kameralara bir kumaş parçasının ucunu tespit ettirip dikilecek yeri belirletiyorlardı.

Buna karşılık söz konusu şirket saniyede bin kareye varan yüksek hızlı fotoğraf çekimi uygulayarak makinelerin dikim de doğru yeri bulma oranlarını büyük ölçüde artırdı. Çekilen fotoğraflar bir bilgisayar programı kullanılarak yeni bir işlemden geçiyor ve böylece daha yüksek bir kontrast düzeyine ulaşılıyor. Bu daha canlı görüntü bilgisayarın kumaştaki tek tek ilmikleri algılamasını sağlıyor. Bu sayede her bir iğne vuruşuyla kumaşta oluşan bozulmalar son derece kesin bir biçimde ölçülebiliyor. Ayrıca bu ölçümler sayesinde makina içine yerleştirilen küçük bir düzenek kumaşı hafifçe çekmek suretiyle Her şeyin pürüzsüz ve eşit hizada olmasını sağlayacak küçük ayarlamaları sürekli yapıyor.

Şirketin bir yöneticisi geçen yıl robotlar aracılığıyla kumaş parçalarını dikmeyi başardıklarını Ve şu anda geliştirdikleri bir makinanın mükemmel bir daire biçiminde dikim yapabildiğini söylüyor. Bu daire biçimindeki dikimleri ancak yüksek derecede yetenekli insan operatörler yapabiliyor ancak.

Ama dikim işi sürecin sadece bir parçası. Elbiselerin çok pek çok farklı kumaş parçasından oluşturuluyor. Örneğin tipik bir kot pantolon 20 ya da daha çok parçadan oluşuyor. Bu da robotik dikiş makinesinin aynı zamanda malzemeyi alıp bunu makinenin uygun yerine yerleştirmesi Ve dikim bittikten sonra bunu yerinden almasını gerektiği anlamına geliyor. Şirket bunu yapabilmek için bir malzeme toplama sistemi geliştirdi. Bu sistem kumaş parçalarına almak için vakumdan yararlanıyor. Aldığı kumaşı bir başka makine götürüyor ve bu makine de kesim, dikim, düğme ekleme Ve bir dizi başka son işlemi gerçekleştiriyor. Bu sistem yeniden programlanabilir olduğu için kolayca belirli büyüklükte malzemeden farklı büyüklükteki malzemelere geçiş yapabiliyor.

Bu sistem Amerika'daki fabrikaları bu yılın sonunda ulaşacak. Ama bu sistemin fabrikalarda yaygınlık kazanması önümüzdeki yılı bulacak.

Bir piyasa araştırma şirketinin verdiği bilgilere göre Asya'daki giysi üreticilerinde çalışan işçilerin daha iyi koşullar talep etmeleri pek çok fabrikayı otomasyon arayışına götürdü. Software Automation yöneticileri de bir Bangladeşli fabrikanın ürettikleri teknolojiye ilgi duyduklarını belirterek yukarıda söylenenleri destekliyor.

http://www.economist.com/news/technology-quarterly/21651925-robotic-sewing-machine-could-throw-garment-workers-low-cost-countries-out

https://www.youtube.com/watch?v=0GG3CEMVSwM

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder