28 Ocak 2016 Perşembe

Batan Petrol Üreticileri IMF'yi Çağırıyor


İşçi ve emekçilerin protestolarıyla korkuya kapılan, oligarklar arasındaki eski dengeyi kurmakta zorlanan Aliyev’in acil çağrısıyla bugün Azerbaycan’a IMF ve Dünya Bankası’nda bir heyet gidiyor. İhracat gelirlerinin yüzde 95’i petrol’e dayanan Azerbaycan’a 4 milyar dolarlık “borç paketi” verilmesi söz konusu.

Anlaşılan bu tür kurtarma paketlerinden önümüzdeki gün ve aylarda daha çok göreceğiz. Korku şuradan doğuyor:

En fazla hammadde satın alan ülkelerden Çin’in ekonomisinin yavaşlaması sonucunda hammaddeye olan talebin düşmesiyle, ekonomileri hammadde ihracatına bağlı olan ülkelerin gelirlerinin aniden kesilmesi, borçlarını ödeyememeleri, alacaklıların başka alacaklılara borçlarını ödeyememeleri, ödemeler zincirindeki halkaların kopması sonucunda domino etkisi yapan iflaslar yeni bir krizinin muhtemel tetikçisi olabilir.

Bu yüzden, IMF ve Dünya Bankası yetkileleri sadece Azerbaycan’ı değil, ekonomileri hammadde üretimine dayanan tüm ülkeleri izlemeye aldı. Örneğin, tarihindeki en büyük ekonomik krize giren, yolsuzluğa batmış, sosyal demokrat Başkan Dilma Roussef’in yönettiği Brezilya, lafta sosyalist Başkan Rafael Correa’nın veya “Bolivarcı devrim”, “21. yüzyıl sosyalizmi” balonunun patladığı Nicolas Maduro’nun yönettiği Venezüella ekonomileri çok zor durumda. Hatta Venezüella yönetimi, on yıldır diline doladığı “anti-emperyalist” söylemi bir kenara bıraktı ve IMF’yle görüşme ihtimalleri var.

Doğal olarak şu soru ortaya çıkıyor: IMF ve Dünya Bankaları ne karşılığında bu ülkelere kredi verecek? Kendilerine sorsanız “teknik yardım” diye yanıt verirler. Ama bu “teknik yardım” nedir? Kredi alan ülkelerdeki artı-değer sömürüsünü artıracak yüzlerce önlemin dayatılması.

IMF Başkanı Christine Lagarde petrol üreticisi Nijerya’dan söz ederken bunu açıkça ifade etti: Nijerya’nın önünde “zor seçimler” var. Bu işte en büyük “zorluk” işçi ve emekçi kitlelere düşecek, buna hiç şüphe yok.

Kapitalist dünya ekonomisi 2008’den bu yana yaşadığı inişli çıkışlı durgunluğun yeni bir aşırı üretim kriziyle sonlanma ihtimali arttıkça, tekellerin hizmetindeki devletler yeni “paketlerle” ortaya çıkıyor. Bu koşullar devam ettiği ya da kötüye gittiği sürece, büyük kitlesel çıkışlar kaçınılmaz…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder