9 Ağustos 2015 Pazar

Türkmenistan Toplumsal Ayaklanmaların Eşiğinde

(Aşağıdaki yazı Raboçiy Put dergisinde çıkan, Türkmen komünistlerin yazdığı bir makalenin özetidir. Makalenin orijinalinin (Rusça) çıktısını alıp çevremizdeki Türkmenistanlı işçilere dağıtmak faydalı olacaktır: http://tinyurl.com/puqdedo)

"Tüm eski Sovyet cumhuriyetlerinde yaşam bir avuç parazit için her gün daha güzelleşirken sömürülen kitleler için her gün daha çekilmez bir hal alıyor.

Türkmenistan da bu duruma bir istisna değil. Ülke kaçınılmaz olarak toplumsal ayaklanmalara gebe. Ama işçi sınıfı sıınıf bilincine sahip değil, biz komünistler de yeterli ideolojik ve örgütsel çalışma yapamadık.

Yani bu ayaklanmalar işçi sınıfının iktidarı alıp üretim araçlarını toplumsallaşmasıyla sonuçlanmayacak. İşçiler bunu istemediği için ya da bunu yapmak onların temel çıkarlarına aykırı olacağı için değil, ne yapacaklarını bilmedikleri için.

Evet, polis ve istihbarat servisleri işimizi zorlaştırıyor, burjuva masalları işçilerin bilincini bulandırıyor ve biz komünistler yeterli olgunluğa ulaşamadık. Ama bütün bunların üstesinden gelmek mümkün çünkü egemenlerin hiçbir çıkış yolu yok.

"Altın çağ", "yeniden doğuş" diye adlandırılan bu dönemin haberlerine kısaca göz atalım, bakalım herhangi bir "altın çağ"dan söz etmek mümkün mü?

1) Türkmenistan ordusunu güçlendirme çabasında.

2) Afgan milletvekili: Kendimizi tehdit altında hissediyoruz.

3) Türkmenistan sınırında savaş uçakları devriye geziyor

4) Türkmenistan Afgan sınırındaki birliklerini güçlendiriyor.

5) Afgan-Türkmen sınırında Malçak halkı kendini güvensiz hissediyor.

6) Halmurad Soyunov: Türkmen askerinde savaşma ruhu kalmamış.

7) Aşkabad'ın bir ilçesinde polis zorla evlere girerek klimaları söktü.

8) Uluslararası Af Örgütü Çoganlı bölgesi halkının zorla göç ettirilmesini protesto etti.

9) Türkmenistan'da maaş ödemelerinde gecikmeler oldu.

10) Türkmenistan halkının yarısı içme suyuna erişemiyor.

Taraflı basının haberlerinden bile hem Türkmenistan'ın içinde hem de sınır bölgelerinde durumun gergin olduğunu anlamak mümkün.

Ama basına çıkmayan ve ağızdan ağıza yayılan pek çok haber var. Örneğin, öğretmenlere çalışmadıkları hafta sonları için maaş verilmeyecek olması gibi.

Devlet işletmelerinin karlarına neler oluyor, kimin cebine gidiyor, bunu değil öğrenmek, soruşturmak bile mümkün değil.

Türkmen halkı hükümetten nefret ediyor. Birkaç işadamı dışında. Zaten onlar ortalığı karıştırıp da bir "turuncu devrim" yapsalar - ki "başarılı" olursa halkın çıkarlarına tamamen aykırı olan bir başka düzen getirmekten başka bir sonuç vermeyecektir, ülke parçalanabilir ve bu durum işlerine gelmeyebilir.

İlkçağa döndük. Öyle bir bayrak düşünün ki yarım ay ve beş yıldız, bunlar beş ana boyun (Akhal, Teke, Sarıkaya, Yomud, Ersarı) ittifakıymış! Ama gerçek hataya dönersek, hükümet ulusal farklılıkları kışkırtmak, halkları birbirine düşürmek için elinden geleni yapıyor. Özbeklerin kültürlerini, dillerini, geleneklerini yasaklıyor.

Eğer komünistler ve sınıf bilinçli işçiler kitleler içinde ajistasyonu artırabilir, güncel ve tarihsel siyasi olayları sınıfsal bakış açısından açıklayabilirse, Türkmenistan'ın örgütlü işçi sınıfı büyük bir güç haline gelir. Türkmenistan işçi sınıfı Marksizm-Leninizmin rehberliği altında kendi Komünist Partisi'ni yaratabilir, Rusya ve diğer eski Sovyet Cumhuriyetlerinin işçi sınıfıyla işbirliği halinde bu çürük düzene son verebilir.

Başka şansı da yok. Yoksa, emperyalist gericilik en vahşi biçiminde, dinsel faşizm biçiminde ülkeyi eline geçirir ve sakallı haydutlar Türkmenistan halkını köleleştirir. Zengin kesim, böyle bir durumda özel uçaklarına atlayıp kaçabilir ama yoksul halka ne olacak?

İşimiz zor ama başarabiliriz. Tarihsel gerçekler, insanlık tarihinin en devrimci sınıfı olan işçi sınıfının gerçekleri bizden yana. Sadece işçi sınıfı tüm sömürü ve baskıyı yeryüzünden silebilir."

Arslan, Azat, Murad, Gurban, Polat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder