12 Nisan 2015 Pazar

Enerji Sektöründe Tekel Savaşları

Belli başlı emperyalist ülkelerin henüz 2008 yılında girdikleri aşırı üretim krizinden çıkamamaları ya da büyümelerindeki düşüş bu ülkelerdeki hammadde talebinin düşmesine yol açtığı için hammadde üreten ülkeler ve enerji sektöründeki tekeller ciddi sorunlarla karşılaşıyorlar.

Enerji sektöründeki tekellerin kar oranlarındaki büyük daralmalar ve hatta zararlar onları sermayelerini daha az sayıda kapitalistin elinde merkezileştirmeye, “birleşmeleri ve devralmaları” hızlandırmaya, başka deyişle tekelleşmeyi artırmaya zorluyor. Bu artan tekelleşme, onları bu krizden çıkarmaya yetebilir ama bir sonraki krizi daha şiddetli yaşamaya zorlayacaktır.

Enerji sektöründe benzer bir krizi 1990’lı yıllarda petrol fiyatları düştüğü zaman da görmüştük. Bu krizi de daha fazla tekelleşme, sermayenin daha fazla merkezileşmesi takip etmişti. Sermaye daha az elde toplanıp “fazla” kapasite tıraş edilmiş, üretim kapasitesi 19 milyon varilden 18 milyon varile düşürülmüştü. Bu süreç bugün de sürüyor.

Bu sektördeki en büyük süper tekellerden biri olan Shell, İngiltere'nin en büyük üçüncü enerji şirketi BG Group’u 70 milyar dolara satın aldı. Böylece Shell’in enerji rezervleri %25 oranında artmış olacak ve dünyadaki üçüncü doğal gaz tedarikçisi haline gelecek.

Enerji sektöründeki krizin, riskli işlere giren görece küçük firmaların da BG Group’un kaderini paylaşmasına yol açacağına kesin gözüyle bakılıyor.

Ama söz konusu olan sadece küçük firmaların yutulması değil, devasa tekeller de bu süreçten kaçamayacak gibi görünüyor. Buna bir zamanların kimse tarafından satın alınamayacak kadar büyük olarak gördüğü meşhur BP de dahil.

Çünkü tekelleşme aynı zamanda rekabeti de artırıyor. Chevron ya da ExxonMobil gibi tekelleri de bu alım sonrasında Shell’in elde ettiği avantajların gerisinde kalmamak için BP gibi bir dev tekeli satın almaya zorluyor.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder